Sadık, anne ve babasını çok küçük yaşta kaybetmiş, ardından bakımını üstlenen babaannesinin yanında, kuzenlerinin gölgesinde yalnız bir çocukluk geçirmiştir. Hayalperestliği ve bilmecelere/bulmacalara düşkünlüğü, kendisine çocukluğundan kalan tek mirastır.

Babaannesinin evinden, yatılı okula giderek uzaklaşmasının ardından, Hukuk fakültesini kazanmış ve bu dönemde tanıştığı Rezzan’la evlenmiştir. Rezzan’ın, güzelliği, çekiciliği ve kendisine hayran onca erkek olmasına rağmen, Sadık’la evlenmeyi seçmiş olması, karısının ona olan sevgisine ve sadakatine körü körüne inanmasını sağlamıştır.

Daima bir kız çocuğu olsun istemiş ama çift evlilikleri sürece çocuk sahibi olamamıştır. Yıllar içinde başlayan avukatlık kariyerleri sırasında, Rezzan’ın evrakta sahtecilikle suçlanması üzerine onu korumak için suçu üstlenen Sadık, hapse girmiş ve mesleğinden men edilmiştir.

Aynı süreçte Rezzan’ın kendisini terk etmesi ve zengin bir iş adamıyla evlilik yapması, onu hayal kırıklığından derin bir yıkıma sürüklemiştir. Sadık bütün hayatı boyunca iyi birisi olmaya çalışmış ama iyi olmanın bedelini, aldatılarak, suistimal edilerek ödemiştir. Depresyondadır.

Yazın bile üşümekte, sıcak, tropik adalara gidip oralarda yaşama hayalleri kurmaktadır.